ING Bank finansal sorunlarını işçi çıkararak çözemez!

Değerli basın emekçileri,

Uzun açıklamalar yaptığımız için yer bulamadığınızdan bankalar hakkındaki basın açıklamalarımızı yayınlamaktan çekindiğinizi düşünüyoruz. Yoksa başka bir sebep olabileceğini sanmıyoruz. Bankalar çalışanlarına karşı o kadar çok ve ağır suçlar işliyorlar ki, basın açıklamalarımızı kısa tutma imkanı bulamıyoruz. Bu sefer taraflara zorunlu gördüğümüz çağrılarımızı iletmekle yetineceğiz. Umarız sayfalarınızda açıklamamıza yer verebilirsiniz. 

Basına ve kamuoyuna,

Mobbingi yönetim stratejisi haline getiren, kadın ve engelli mücadelesinin kazanımlarını reklamlarında modern görünümlü bir kurnazlıkla harmanlayarak ayıbını örtmeye çalışan ING Bank’ın uygulamalarını daha önce ayrıntılı ele almıştık. Basın açıklamamızın hemen ertesinde  ING Bank, kendi CEO’sunu emsalleri Denizbank ve Finansbank CEO’larıyla birlikte kariyer sitelerinde canlı yayınlara çıkarak işçilerine ne kadar iyi davrandıklarını anlattırmıştı. Biz o günden beri ING Bank’ı yakından takip ediyoruz.

ING Bank şu aralar finansal zorluklarını toplu işten çıkarmalarla aşmaya çalışıyor. Banka çoğu operasyon personeli olan 250 çalışanını işten çıkarıyor. İşten çıkarmalar, “paket” adı altında çalışanın kendi rızasıyla çıktığı izlenimi yaratılarak yapılıyor. Ancak herkes olan bitenin farkında: Bu bir toplu işten çıkarmadır, hukuka aykırıdır. Paketler bankaya dava açılmasını engelleyemez. Çalışanın rızası ve arzusu, tehdit ve baskıyla “paketlenemez”. ING Bank, finansal sorunlarını çözmek için işçinin gırtlağına çökmekten daha akıllıca yöntemler bulmalıdır.

Değerli çalışanlar,

  • Borçlar Kanununa göre işverenin işyerinde işçinin kişiliğini korumak ve mobbingi engellemek yükümlülüğü vardır.
  • İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanununa göre işyerinde yıldırma, taciz, insan onurunun çiğnenmesi gibi ayrımcılıklar cezaya tabidir.
  • İSG Risk Değerlendirmesi Yönetmeliğine göre işçi psikososyal tehditlerden de korunmak durumundadır.

Yani süt izinlerimiz, doğum izinlerimiz yasal güvence altındadır; sağlıksız, alerji, migren ve epilepsi gibi sorunları tetikleyebilecek ortamlarda çalıştırılamayız; işe devam edebilmek için antidepresan kullanmak zorunda bırakılamayız. Bu konularda işverenin tedbir almaması durumunda dava yoluyla hakkımızı savunmak için işten çıkarılmayı beklememiz gerekmez. İşten çıkarılma tehdidi altında olan tüm çalışanları mobbing, ayrımcılık ve psikososyal risklere karşı delillerini toplamaya davet ediyoruz. Mobbing ve ayrımcılığın ilk görüldüğü yerde başı ezilmelidir. Çalıştığınız saatleri kayıt altına alın, yazışmalarınızı yedekleyin, ekran görüntülerini alın, yöneticinizle veya mobbing yapanlarla görüşmelerinizde yalnız kalmamaya, bu durumdaki iş arkadaşlarınızı yalnız bırakmamaya gayret edin. Birbirinize şahit olun ve birbirinizi şahit gösterin. İşten çıkarılan çalışanları da fazla mesailerini, ödenmeyen izinlerini, primlerini ve çalışmaktan kaynaklanan tüm haklarını tek kuruş bırakmadan almaya davet ediyoruz. İşe iade davası açmayı ve işsizlik maaşını almayı ihmal etmeyin. Her şeyden önemlisi, birbirimizin elini tutmaktan, birbirimize destek olmaktan çekinmememiz gerektiğini bilmeliyiz. Yaşadıklarınızı yakınlarınızla paylaşın, iş arkadaşlarınızla konuşun. Her zaman aktif tavır almak da gerekmez, çoğu zaman yaşanan acılara tanık olan birilerinin varlığı yeterlidir. Bu hakkı kendinizden ve iş arkadaşlarınızdan sakınmayın.

Son sözümüz sendikalara,

Artık işçiyi görün, duyun ve işçinin kendi örgütü karşısında acziyet içine düşmesine fırsat vermeyecek kadar güçlenmesi için çalışın.

Plaza Eylem Platformu

Yorum bırakın